Alacakaranlık Hangi Kategoride? Alacakaranlık… Hani şu vampirler, kurtadamlar, bir sürü gıcır gıcır romantizm, bolca ergen dramı ve en önemlisi sürekli güneşten kaçan, cildi porselen gibi parlayan tiplerin olduğu film serisi var ya… Evet, işte o. Şimdi bir soruyla karşınızdayım: “Alacakaranlık hangi kategoride?” Durun, durun, sakin olun. Hemen “Tabii ki romantizm!” falan demeyin. Çünkü, bu filmi izledikten sonra hayatınızı sorgulamaya başlamak, yer yer kafanızı duvara vurmak ve bir insanın nasıl bu kadar sert bir şekilde karar verip de ‘Ben bir vampirle aşk yaşayacağım!’ diye yola çıkabileceğini anlamaya çalışmak gerek. Hadi gelin, Alacakaranlık’ı biraz daha derinlemesine sorgulayalım. Alacakaranlık: Romantik mi, Korku mu?…
Yorum BırakDijital Macera Günlüğü Yazılar
12.00 AM mı PM mi? Zamanı Anlamanın Çıkmazı Hepimiz bir şekilde 12.00 AM ya da PM ile karşılaşıyoruz, değil mi? Bir davetiyede, takvimde ya da bir etkinlikte. Ama sonra bir bakıyoruz, saat 12.00’yi gösterdiğinde kafamız karışıyor. Hangi “12.00” bu? Gecenin mi, gündüzün mü? Bu soru, sosyal medyada saatlerce süren tartışmalara, kimilerine göre gereksiz tartışmalara yol açabiliyor. Ama işin ilginç yanı, bu sorunun aslında çok daha derin, kültürel ve dilsel boyutları var. Hadi gelin, 12.00 AM mı PM mi sorusunun güçlü ve zayıf yanlarını birlikte inceleyelim. AM ve PM: Ne Demek, Neden Önemli? İlk önce temel bilgiyi verelim. AM (Ante Meridiem)…
Yorum Bırak“Bir Şeyi Aşırı Düşünmekten” Kurtulmanın Yolu: Tarihsel ve Güncel Bir Bakış Hayat boyunca öğrendiğimiz en güçlü gerçeklerden biri, zihnimizin bazen en büyük dostumuz, bazen de en büyük düşmanımız olabilmesidir. Bir eğitimci olarak, öğrencilerime sadece bilgiyi değil, düşünme biçimlerini de öğretmenin önemini vurgularım. Çünkü nasıl düşündüğümüz — neyi, nasıl ve ne kadar düşündüğümüz — yaşam kalitemizi, kararlarımızı ve ruh sağlığımızı derinden etkiler. Bu yazıda, “bir şeyi aşırı düşünmek” (overthinking / ruminasyon) denen zihinsel tuzağın tarihsel arka planını, günümüzdeki akademik tartışmaları ve somut çözüm yollarını birlikte ele alacağım. Tarihsel Arka Plan: Düşünce ve Refleksiyonun Evrimi İnsanlık tarihi boyunca düşünmek, varoluşumuzun önemli bir…
Yorum BırakSevran Ne Demek? Farklı Yaklaşımlarla Bir Kelimenin Derinliği Bugün “sevran” kelimesi üzerine biraz düşündüm. Aslında Konya’da yaşayan 26 yaşındaki bir mühendis olarak, bu tür kelimelere bazen analitik bir gözle, bazen de duygusal bir bakışla yaklaşmak isterim. Sevran, kulağa pek de sıradan gelmeyen bir kelime, değil mi? Bir yanda anlamının köklerine inmek isterken, diğer yanda içimdeki insan tarafı bunun arkasındaki duyguyu hissetmek istiyor. Peki, “sevran” ne demek? Hem dilsel, hem de toplumsal bir perspektiften yaklaşalım. İçimdeki mühendis böyle düşünüyor: Bu kelimenin kökeni nedir? Nasıl bir etimolojiye dayanır? Ama içimdeki insan tarafı ise bunun altında yatan duygusal anlamı keşfetmek istiyor. Hadi, bunu…
Yorum BırakSeksek Kaç Kişi Oynar? Hayatın Oynak Gerçekleri İzmir’de bir gün, arkadaşlarla buluşmak üzereyiz. Kahvaltıdan sonra her zamanki gibi asıl planımızı yapıyoruz: “Hadi, bir şeyler yapalım. Ne yapalım?” Birkaç saniye suskunluk, sonra kahkahalarla karışık bir öneri gelir: “Seksek oynayalım.” Herkesin gözleri ışıldıyor. O an, birkaç saniyeliğine zaman duruyor, düşüncelerim birbirine giriyor. “Seksek? Bu çocukluk oyunu değil miydi? Hani şöyle minik taşları atıp zıplayıp oynamalıydık ya?” Gözlerim herkesin gözlerinde; tam bir “serbest düşüş” modunda… Ama o an fark ediyorum ki, bu yaşımda bile bazen, içimdeki çocuğun çıkıp gelme isteğiyle, böyle saçma sapan fikirler benim de aklımı çeldiği oluyor. Ama bir soru var…
Yorum BırakHipoglisemi Belirtileri Nelerdir? O An Ne Yaptığımı Bilmiyorum Ama Kafam Karışık! İzmir’in sıcağında, sabahın köründe, hiç beklemediğiniz bir anda şekeriniz düşer ve kendinizi sanki bir başka gezegende gibi hissedersiniz. “Aman Tanrım, hipoglisemi mi oldum?” diye düşünmeden edemezsiniz. Peki, Hipoglisemi belirtileri nelerdir? Gerçekten şekerim düştü mü, yoksa ben mi kafayı yedim? Hadi, biraz bu olayı mizahi bir şekilde inceleyelim. Bir Sabah Uyandım ve Şekerim mi Düşmüştü, Yani… Şu An Ne Oluyor? Bir sabah uyanıp mutfağa gitmeye karar verdim. Yalnızca bir çay içip, kahvaltıyı geç yapmayı planlıyordum. Tabii ki bu planı sadece kafamda yapıp, işte gerçek hayatta yemek bir sonraki mesele oluyor.…
Yorum BırakAfaki Arapça Ne Demek? Tarihsel Bir Perspektif Giriş: Geçmişi Anlamaya ve Günümüzle Bağ Kurmaya Çalışan Bir Tarihçinin Bakışı Afaki
Yorum BırakAcemide İzin Var Mı? Pedagojik Bir Bakış Öğrenmek, sadece bilgi edinmek değil, aynı zamanda insanın kendini keşfetmesidir. Her birey, hayatı boyunca çeşitli evrelerde öğrenme sürecine girer ve bu süreç, sadece akademik bir çaba değil, kişisel dönüşümün de bir parçasıdır. Bugün eğitimin dönüşümü, yalnızca öğretim yöntemleriyle değil, öğrencilerin içsel gelişimleriyle de ilgili. “Acemide izin var mı?” sorusu, eğitimde hata yapma özgürlüğünün, deneme-yanılma sürecinin ve öğrenme hatalarının bir öğretici olarak kabul edilmesinin ne kadar önemli olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir. Bu yazıda, öğrenme teorilerinden öğretim yöntemlerine, teknolojinin etkisinden pedagojinin toplumsal boyutlarına kadar geniş bir perspektiften, öğrenme sürecinin insan hayatındaki dönüştürücü gücüne dair derinlemesine…
Yorum BırakAlev Alatlı Evli Mi? Toplumsal Cinsiyet ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış Alev Alatlı, edebiyat dünyasında önemli bir figür olarak tanınıyor. Ancak, onun özel hayatına dair sürekli sorulan bir soru var: Alev Alatlı evli mi? Bu soruya odaklanırken, aslında sadece bir bireyin özel hayatına değil, toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet gibi derin toplumsal meseleler üzerinden de bir tartışma açmak istiyorum. Çünkü, birinin evli olup olmadığı sorusu, toplumsal normlar, kadının toplumdaki yeri ve bireysel özgürlükler gibi daha geniş bir meseleye işaret eder. Bu yazıda, Alev Alatlı’nın özel hayatı üzerinden, sosyal yapıyı ve bunun farklı gruplara nasıl yansıdığını sorgulayacağım. Alev Alatlı…
Yorum Bırak15 Dakika Kaç Kilometredir? Hız ve Mesafe: Basit Bir İlişki Hepimizin en az bir kez yolda yürürken ya da arabayla ilerlerken, “Bu mesafeyi kaç dakikada alırım?” diye düşündüğümüz olmuştur. Bir yandan hızımızı, bir yandan da mesafeyi hesaba katarak tahminler yaparız. İşte bugün, en basit düzeyde bu sorunun cevabını bulmaya çalışacağız: 15 dakika kaç kilometre eder? Öncelikle, bu sorunun cevabı, hızınıza bağlı olarak değişir. Yani, bir kişi yürürken 15 dakikada kat ettiği mesafe, arabayla giden birinin kat edeceği mesafeden çok farklı olacaktır. Hız, mesafeyi hesaplamanın temel öğelerinden biridir. Eğer hızınızı biliyorsanız, ne kadar yol alacağınızı hesaplamak oldukça basittir. Hadi bunu daha…
Yorum Bırak